Köroğlu, 3. Murat döneminde Bolu’da yaşamış ve Bolu Beyi’ne karşı verdiği mücadele ile efsaneleşmiştir. Adını yüzlerce yıl öncesine dayanan bir Türk destanında adı geçen Köroğlu’ndan alan bu Anadolu ozanının gerçek adı Ruşen Ali‘dir ve şair kimliği dışında verdiği mücadele ile birlikte özgürlüğün de sembolü haline gelmiştir. Anadolu coğrafyasından Altay Türklerine, Kafkas Türklerinden Azerilere birçok Türk toplumunda anlatılan Köroğlu Destanı’nın başkahramanıyla özdeşleştirilen şaire “Köroğlu” adı verilmiş ve günümüze kadar da bu isimle anılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin İran’a karşı verdiği 16. yüzyıl savaşlarında görev aldığı bilinen Köroğlu, şairliği kadar yiğitliğiyle de nam salmıştır. Babasının intikamını almak için dağa çıkan Köroğlu, hayırsever kişiliğiyle de halkın sempatisini kazanmıştır.
İsyan ederek dağa çıkan ve Bolu Beyi’ne karşı mücadele veren şair halkın gözünde destansı kimlik olan Köroğlu’yla özdeşleştirilmiştir. Şiirlerinde yiğitlikten aşka, dostluktan kardeşliğe, doğa sevgisinden Hak ile hürriyete birçok konudan bahseden şairin yaşadıkları kendisinden sonra yaşayan pek çok ozana da esin kaynağı olmuştur. Türk sinemasının en önemli isimlerinden olan ve filmleriyle sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran Atıf Yılmaz tarafından yönetilen 1968 yapımı bir filme de konu olan Köroğlu, Türk sinemasının bir başka efsanesi Cüneyt Arkın tarafından canlandırılmıştır. Ayrıca Kirizoğlu Mustafa Bey gibi türküleri de yüzyıllardır dilden dile aktarılmış ve günümüzde de söylenmeye devam etmektedir.
Efsanelerde Köroğlu’ndan “Ruşen Ali” olarak bahsedilir ve babasının adının da Yusuf olduğu söylenir. Köroğlu’nun babası olan Yusuf nam salmış bir at yetiştiricisidir. Bir gün Bolu Beyi Köroğlu’nun babası Yusuf’tan kendisine yakışır bir tay getirmesini ister ancak Yusuf’un kendisine getirdiği atı beğenmeyerek gözlerine mil çektirir. Babasının gözlerinin Bolu Beyi tarafından kör edildiğini öğrenen Ruşen Ali yani Köroğlu, babasını ve tayı da alarak Bolu dağlarına çıkar. Burada babasının tarif ettiği gibi Bolu Beyi’nin beğenmediği tayı yetiştiren Köroğlu, tayın eşi benzeri olmayan bir küheylana dönüşmesini sağlar. Babasının ölümü üzerine “Kırat” adını verdiği küheylanı alarak intikam yeminini gerçekleştirmek üzere yola çıkan Köroğlu, Bolu Beyi ile savaşmaya başlar.
Halkın gözünde bir yiğit olarak görülen Köroğlu kendi derebeyliğini kurar ve karşılaştığı herkesi mağlup etmeyi başarır. Vezirlerden paşalara herkesi mağlup eden ve aldığı ganimetleri de halkla paylaşan Köroğlu’nun “tüfeğin icat edilmesinden sonra” emrindeki tüm yiğitleri dağıttığı ve Kırklar‘a karıştığı söylenmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tokat Belediyesi Tokat Şairler ve Yazarlar işbirliği ile gerçekleştirilen 2. Uluslararası Tokat Köroğlu Halk Aşıkları Şöleninde Köroğlu’nun Tokat’lı olduğunu şu ifadelerle bahsetti;
Gürdere, ”Köroğlu şiirlerinde kendi karakterini yansıtan bir insan. Türk dünyasında yiğitliğin kahramanlığın sembolü haline gelmiştir. Bu kişilik öyle benimsenmiş ki çok sevilen bir insan haline gelmiş.” dedi.
Köroğlu’nun Tokatlı ve okat’ta yaşadığına dair bulgular olduğunu kaydeden Gürdere eski bir anısını anlattı ve şunları söyledi:
“Bundan elli yıl kadar önce av arkadaşlığında, Sakoğlu Osman Emmi diye altmış yaşlarında olan birisinin anlattığı anıda hikaye şöyle geçiyor. “Köroğlu burada Çamlıbel’de eşkıyalık yaptığı sırada istirahat ettiği bir gün, Ayvaz da nöbet bekliyormuş. Ayvaz Köroğlu’na birileri geliyor demiş. Köroğlu nasıl yürüyorlar diye sorduğunda Ayvaz rap rap, yürüyorlar şeklinde cevap vermiş. Bunun üzerine Köroğlu onlar Sivaslıdır onlar tutkun olurlar demiş. Daha sonra Ayvaz tekrar birileri geliyor demiş, Köroğlu nasıl geldiklerini sorduğunda Ayvaz, birbiri peşi sıra geliyorlar diye cevap vermiş bunun üzerine Köroğlu, onlar Tokatlıdır ve birbirlerini kandırmışlardır onun için bir birlerinin yüzüne bakmadan peş peşe yürürler şeklinde cevap vermiş.”
Hikâyeyi dinlediğiniz zaman, bir bölgede yaşayan insanların karakterlerini başarılı bir şekilde ortaya koymak hayret verici. Bu durumda Köroğlu’nun Çamlıbel’de yaşamış olabileceğine dair bir fikir oluşuyor.”
Köroğlu’nun yurdu Çamlıbel’dir,
Bolu’da Çamlıbel Dağları yoktur
Gürdere, ”Bolu’da Çamlıbel diye bir yer yok. Bolu’da Köroğlu Dağları var. Köroğlu’nun bu yörede yaşadığına dair çeşitli hikâyeler var yine bir hikâyede Köroğlu Tokat Beyi’nin kızını kaçırır ve Çamlıbel’e götürür. Bey, kızını tekrar Köroğlu’nun elinden kurtarmak için peşinden gider. Kızın babasının görev yerini terk ederek Bolu’dan ayrılması pek akılcı gelmiyor ama Tokat’taki Çamlıbel bir günlük yol ve Tokat Beyinin görev bölgesi.” bilgilerini aktardı.
Köroğlu’nun Eserleri;
- Benden Selam Olsun Bolu Beyine.
- Han Oğlum Ayvaz.
- Mert Dayanır Namert Kaçar.
- Selam Verdim Selam Almaz.
Karşıdan Gelen Piyade. - Canım Kırat Gözüm Kırat.
- Hemen Mevla İle Sana Dayandım.
- Yol Verin Dumanlı Dağlar.
Oda Özellikleri:
- 35 m2
- Bir çift kişilik yatak 1 tek kişilik yatak mevcut
- Ücretsiz yüksek hızlı internet erişimi
- LCD televizyon
- Uydu ve film kanalları
- Saç kurutma makinesi
- Mini bar
- İsteğiniz doğrultusunda yastık menüsü
- isteğe bağlı çay ve kahve düzeneği
- Ücretsiz Otopark