1890 Darun Nusret

Uygarlıkların merkezi olan Anadolu’ da, zengin doğal kaynakları, jeostratejik konumu nedeni ile, beyliklerin, devletlerin ve imparatorlukların yaşama ve fetih alanı olmuştur. Orta karadeniz dağlarından güneye, Anadolu’nun içlerine doğru, değişik rakımlarda dizi dizi yaylalar, ovalar, bağ ve bahçeler içindeki akarsularıyla, Dünyada benzeri az olan bu cennet İlimiz, canlı ve zengin tarihinin izlerini bugün de yaşatmaktadır.

Tokat ilimiz Selçuklu’da Darün Nusret, Osmanlı’da Darün Nasr ( yardım edenler şehri ) diye bilinmektedir.

Yeşilırmak havzasının bereketli toprakları üzerinde kurulmuş olmasının verdiği avantajla 6000 yıllık tarihi boyunca önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuş, 14 Devleti ve birçok Beyliği içerisinde barındırmış, önemli bir Anadolu şehridir.

Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmendli, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine kadar gelişen süreç içerisinde tarihin her dönemine ait eserleri Tokat’ın her bölgesinde bulabilmek mümkündür. Bu yönüyle Tokat bir açık hava müzesi konumundadır.

Selçuklu Dönemine ait eserler ;

Hıdırlık Köprüsü

Batıda Amasya ve Turhal’dan gelen yolları doğuya, Karadeniz’den gelen yolları da Orta Anadolu’ya bağlayan bir kavşak olan 700 yaşındaki Hıdırlık Köprüsü 5 gözlüdür. 151 m. uzunluğunda, 7 m. genişliğindeki köprü kesme taşla yapılmıştır.

Bu Selçuklu eseri, yazıtlarıyla da dönemin bir olayını aydınlatmaktadır. Eskiden üzerinde mermer bir küre bulunan kitabede, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in üç yıl boyunca çatışmış üç oğlu, İzzeddin, Rukneddin ve Alaeddin’in isimleri birlikte yazılmıştır. Zamanın bilginleri çatışan üç kardeşi bir eserle barıştırmayı amaçlamış, bunu da başarmıştır. Köprünün yanındaki Hıdırlık çayırı yüzyıllardır Tokat’ın mesiresidir. Buraya, ‘Kümsük Sultan Tekkesi Mesiresi’ diyen Evliya Çelebi, şöyle devam eder: ‘Cümle halk, haneleri ve yakınlarıyla gelip sefa eder.’ Köprünün yanında yer alan ve bakımsızlıktan hayli yıpranmış olan türbe, içindeki kazıma tekniği ile yapılmış bezemelerle hem geçmiş çağlara, hem de Anadolu tarikatlar tarihine ilişkin çağrışımlar yarattığı için önemlidir.

Sefer Paşa Mescit ve Türbesi

Camii Kebir Mahallesindedir. Halkın “ Kömlekli Baba “ dediği Türbe 1251 yılında Ebu Bekir Bin Lokman tarafından, Selçuklu 3 kardeşin (İzzetin Keykavus,IV. Ruknettin Kılıçarslan, II.Alaaddin Keykubat ) ortak yönetimi zamanında yapılmıştır. Türbedeki mezarlarda kitabe olmadığından kimlerin yattığı anlaşılamamıştır. Ancak bunlardan birinin Kasaphane Çeşmesini yaptıran Sefer Paşa’ ya ait olması muhtemeldir. Kesme taştan yapılmış ve üzerinin ahşap olduğu zannedilen Mescit tamamen yıkılmıştır. 8 köşeli Piramit Külahlı kesme taştan yapılmış türbe hale ayakta durmaktadır.

Alaca Mescit

Rüstem Çelebi Mahallesinde Plevne İlköğretim Okulunun yanındadır. İlk yapısı Anadolu Selçukluları Dönemine aittir. Daha sonra büyük bir tahribata uğrayan caminin minaresi dışında kalan bölümleri Abdurrahman Bin Ahi Eda adına ithafen Abdülaziz Bin İbrahim tarafından 1505 yılında yaptırılmıştır.

Mehperi Hatun Kervansarayı

Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın annesi Mahperi Hatun adına yaptırdığı bu kervansaray, Tokat’ın Pazar ilçesinde yer alır. Özellikle yaz mevsiminde, turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği gözde gezi noktalarından biri haline gelmiştir.

Anadolu Selçukluları döneminde İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Sivas-Tokat-Amasya-Samsun/Sinop kervan yolu üzerindedir. Pazar ilçe merkezinde bulunmaktadır. Sultan Hanları plan tipinde açık ve kapalı bölümlerden oluşan bir yapıya ve kesme taş kaplamalı blokaj duvar sistemine sahiptir. Dış duvarlarına payandalar konularak kale görünümü verilmiştir. Açık bölüm kuzey bloğundaki odalarla, doğu ve batı yönde dörtgen ayaklara oturan ikişer revaktan ibarettir. Bugün üst örtüsü tamamen ortadan kalkmış olan kapalı bölümü iki sıra ayakla üçgene ayrılmış durumdadır. Abidevi taç kapısı, Anadolu Selçuklu klasik özelliklerini taşımaktadır. Taç kapı ile kapalı bölüm giriş kapısı üzerinde birer kitabe vardır. Kitabelerine göre yapı I.Alaaddin Keykubad’ın eşi ve hayırsever birisi olan Mahperi Hatun (Huand-Hunad) tarafından yaptırılmıştır.

Gök Medrese

Anadolu Selçuklularının önemli yapıları arasında sayılan Gök Medrese’nin kitabesi yoktur. Ancak, Muiniddin Süleyman Pervane’nin etkin olduğu dönem göz önünde bulundurularak yapımının 13. yüzyılın üçüncü çeyreğinde yapılmış olduğu kabul edilmektedir. İbni Bibi, Pervane için şunları söylemektedir: 1243 Kösedağ Savaşı yılında Selçuklu ordusu yenilince Moğollarla Muiniddin Süleyman Pervane diplomatik ilişki kurmuştur. Moğollar onu çok beğenmiş ve başka kimseyle muhatap olmamıştır.’ Selçuklu sultanları ile Moğollar arasında devlet işlerini yöneten vezir Pervane, bilginleri ve şeyhleri korumuş, hatta ‘Mevlana Celaleddin-i Rumi ile dostluk kurmuş bir kişi’ olarak tanımlanmaktadır. Bu dostluğun ileri bir düzeyde olduğu Menakib-ül Arifin ve Fi-hi Mafih adlı kitaplardan anlaşılmaktadır. Mevlevilikle ilgili en eski iki kaynak olan bu kitaplarda Muiniddin Süleyman Pervaneye Mevlana Hazretlerinin övgülerini ve Pervanenin talebi üzerine Hazreti Mevlananın Fahreddin-i Iraki isimli bir halifesini Tokat’a gönderdiği onun için bir dergâh yapıldığı ve Mevleviliğin henüz Mevlana hayattayken bu kente ulaştığı ifade edilmektedir. Gök Medresenin Şifahane olarak 18. yüzyıla kadar kullanıldığı vakfiye kayıtlarından anlaşılmaktadır. Medrese halk arasında Pervane Medresesi, Kırkkızlar Medresesi, Darüşşifa, Bimarhane gibi adlarla anılmıştır.

Pervane Hamamı

Kitabesi kayıp olan bu büyük hamam, Tokat kent merkezindeki 13. yüzyıl Selçuklu yapılarındandır. Pervane Darüşşifası’nı yaptıran Muineddin Pervane tarafından 1277 yılında yaptırılmış olduğu tahmin edilmektedir. Hamam, bugünkü toprak seviyesinin birkaç metre altında kalmış olduğundan batı yönünden bakıldığında cephe duvarları basık durumdadır. Kadın ve erkek kısımlarını ayıran mimar, hamamı simetrik olarak planlamıştır. Kesme taşlardan yapılmıştır. 1951 yılında Belediye tarafından yaptırılan restorasyonda orijinal özelliklerini yitirmiştir.

Talazan Köprüsü

Tokat’ın Niksar ilçesinde 13’üncü yüzyılda Selçuklular döneminde yapılan 8 kemerli tarihi Talazan Köprüsü yıllara meydan okuyor.

Niksar ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta Kelkit Çayı üzerinde bulunan Selçuklu eseri Talazan Köprüsü bugün de kullanıma devam ediyor. 5,5 metre genişlik, 161 metre uzunluğa sahip olan ve tarihi İpekyolu üzerinde yer alan köprü yüzlerce yıl şehirler arasındaki ulaşımın sağlanması için kullanıldı. 1939 Erzincan ve 1942 Erbaa depremlerinde ana taşıyıcı kemeri çöken ve demir kirişler kullanılarak tamir edilen köprü, 2010-2012 yılları arasında yapılan restorasyon çalışmalarıyla tekrar eski görünümüne kavuştu. Bugün ise köylerin ulaşım ihtiyacı için kullanılmaya devam edilen Talazan Köprüsü, bölgeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Kırk Kızlar Kümbeti

Niksar ilçesinde olup, 13. asır Selçuklu eserlerindendir. Yapım tarihi ve kime ait olduğu belli değildir. Yapının kaidesi taştan, sekizgen gövdesi tuğladandır.

Turhal Kervansarayı

Turhal-Pazar karayolu üzerindedir. Anadolu’da bulunan Selçuklu eserlerinin en güzellerindendir. Fakat halen bakımsız ve harap bir haldedir. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat devrinde 1237’de yapılmıştır.

Ali Tusi Türbesi

Selçuklu emirlerinden Ebü’l-Kasım b. Ali et- Tusi’nin türbesi, Tokat’ın en eski caddesi Sulusokak’ın yukarısında yer almaktadır. Kare planlı türbenin, sekizgen şeklinde yüksek bir kubbe kasnağı bulunmaktadır. Bölge halkının fazlasıyla hassasiyet gösterdiği Ali Tusi Türbesi, Tokat’ta mutlaka görmeniz gereken yerler arasındadır.

Oda Özellikleri:

  • 45 m2
  • Bir çift kişilik 1 tek kişilik yatak bulunmakta ilave yatak atılabilmektedir.
  • Ücretsiz yüksek hızlı internet erişimi
  • LCD televizyon
  • Uydu ve film kanalları
  • Saç kurutma makinesi
  • Mini bar
  • İsteğiniz doğrultusunda yastık menüsü
  • isteğe bağlı çay ve kahve düzeneği
  • Ücretsiz Otopark